Prolog

Üç saattir yol aldığımız ucunu bucağını göremediğim taşlardan ibaret bu toprak parçasının ortasında mola verdik. Bilmediğim bir yere düşmüş olsam da tanıdık bir sahnenin parçası olmak güven vermişti. Sıcaktan kavrulan beyaz bir aracın içinde 16-17 kişiyle bilmediğim bir yere varma sabırsızlığını daha önce de defalarca…

Arkitekten ve Türkiye’de Bir Türlü Açılmayan Mimarlık Tartışmaları

Türkiye’deki mimarlık camiasının uzun zamandır açamadığı tartışmaları ortaya koyan Norveç dizisi Arkitekten 4 bölümden oluşan bir mini dizi. Geleceğin(?) Oslo’sunda yaşayan ‘stajer’ mimar Julie ana karakterimiz. Uzun süredir çalıştığı ofiste unvanının mimara değişmesini beklerken eski sevgilisi taze ‘yıldız mimar’ Marcus’un ofise transfer edilmesi Julie’nin planlarını…

Umutsuzluktan Daha Az Umutsuzluğa

“..In the Fast Lane, leaders at all levels of society adhere to the same playbook: act fast by cancelling the voices of others, and exercise power decisively.. Over time, this social capital can lead to the kind of explosive and transformative change that fundamentally replaces…

Yalnızlığa Karşı Anormalist Yaklaşımlar

İnsan olma konseptinin modern hayatın getirileriyle uyuşmaması, bir simülasyonda olduğumuzun ispatı olabilir mi? Kimi zaman yerel bir ağızla söylenen “Yalnız geldik, yalnız gideceğiz.” cümlesinin doğruluğu su götürmez bir gerçek. Ne yazık ki hayatın başında ve sonunda olduğu kabul edilen bu yalnızlık konsepti, var oluşumuzun temel…

Fikirtepe’de Bir Heyula Dolaşıyor – Kentsel Dönüşüm Heyulası

Başlığı, orijinali “Avrupa’da bir heyula dolaşıyor – Komünizm heyulası”ndaki Avrupa ve Komünizm yerine başka yer-olgu ikilileri getirerek bir dünya varyasyon yaratabileceğimiz üretken bir altlık sunduğu için Komünist Manifesto’dan uyarladım. Çünkü kentsel dönüşüm, neoliberal kentsel politikaların İstanbul ölçeğindeki en kördüğüm vakalarından Fikirtepe’ye musallat olan, yakasını bir…

Kılıçdaroğlu Biz Şimdi Seninle Neyiz?

İstanbul’un kuzeyinden, Ağva’dan selamlar. Sitemizdeki, hatta ben evimiz demeyi tercih ediyorum, yazılarım arasında en güzel manzarada yazdığım yazıya uygun gördüğüm manşet aslında ilişkisi olgunlaşan ama dile getirilmekte zorlanan bir çiftin birbirlerine sordukları soruyu andırıyor. Fakat, başlığa yerleşen soru; politik ve konjonktür gereği biraz da pragmatik…