Şeyma Dursunoğlu

Şeyma Dursunoğlu

Verili Bir Hayalin Peşinden Gidenler ve Kendi Hayalini Kuranlar

arete bu ay bir yaşına bastı. Geçtiğimiz bir sene içinde başta sınıfsal eşitsizlikler olmak üzere doğal çevremizle kurduğumuz ilişkiler, mülkiyet ilişkileri, kadınlar ve dezavantajlı etnik gruplar olarak bedensel hiyerarşideki yerimiz, yoksulluğumuz, neoliberal çağda sosyal devlet alanındaki yapısal dönüşümler ile riskler karşısındaki yalnız bırakılmışlığımız ve politik failliğimiz üzerine yazılar yazdım. Bu yazıyı arete’de geçirdiğim bu bir seneye düşülecek bir dipnot olarak…

Plaja İnenler ve İnemeyenler

1980’lerin başında Florya Plajı’nın halka açılmasından sonra bir gazete başlığı atılmıştı, hemen hemen herkesin malumudur: “Halk plaja akın etti, vatandaş denize giremiyor.” Geçen günlerde sosyal medyada benzer mevzular adeta yeniden hortladı. İzmir’de bir grup çocuk sahil şeridinde denize girip eğlenirken görüntüleri çekilmiş. Çocukların Suriyeli oldukları iddiası var. Videonun üzerine “Suriyeliler sezonu dolu dolu yaşıyor…” başlığı atılmış. Bu video da Twitter’da…

Çelişkilerimiz, Haklarımız ve Acılarımızla Hamilelik

Çalışmalarımdan ötürü son iki-üç senedir çokça üstüne düşündüğüm bir konu ataerkil bir toplumda kadın olmanın kendi içerisinde ne kadar çok çelişkili duygu ve beklenti yarattığı gerçeği. Dahası, tüm bunların bedenimize adeta yazılması ve tüm bedensel (dolayısıyla da mekânsal) tecrübelerimizde şekillenmesi. Bu konuyu bu yazıda hamilelik üzerinden anlatacağım; fakat ondan önce, şunun altını çizmek istiyorum: Ataerki gerçeği nedeniyle kadınların bedensel deneyimlerini…

Risk, Kader ve Şiddet: Biz Ne Yaşadık?

Bu yazı sadece bir düşünce akışının ürünü. Bu akışta risk ve felaket arasındaki farkı ve bu farkın belirlediği sorumlulara değineceğim. Sorumluların bizim hayatımız üzerindeki tahakkümüne, bunun yarattığı çaresizlik hissine ve toplumsal travmaya değineceğim. Bu yazı, şubatta yaşadığımız yıkımın ardından dolduğum keder ve öfkenin yalnızca dağınık bir ürünü. Risk konuşmakla başlayalım. Tarihçiler risk kelimesinin kökenini ortaçağda Hindu-Arap matematiğine dayandırıyorlar[1], ama günümüzdeki…

Hala Barınamıyoruz

Bundan sadece üç yıl önce evsizlik üzerine yazdığım tezi savunduğum zaman evsizliğin ülkemizde diğer ülkelere kıyasla küçük bir sorun olduğunu konuşuyorduk. Dolayısıyla da üzerine çok fazla araştırma bile yoktu. Daha 2011 yılında Suriye savaşı henüz yeniyken Türkiye’de 70.000 evsiz olduğuna inanılıyordu (Emek ve Adalet Platformu, 2011). Bugün, büyüyen göçmen sorununa bir de yüksek enflasyon ve konut krizinin eklenmesiyle birlikte sayının…

Aral Gölü ve Cahil Köylüler

Değişen iklim, göç, enflasyon ve gıda krizi önümüzdeki yıllarda üstesinden gelmede gittikçe daha da zorlanacağımız, büyüdükçe büyüyen sorunlardan birkaçı. Dünyanın büyük bir kısmı (insan, hayvan veya bitki) kuraklık ve açlıkla pençeleşiyor. Sadece yiyecek sorunumuz değil, içecek su sorunumuz da var. Elbette, yiyeceğin eşitsiz dağıtılması gibi (bu konuda arete’de yazılmış bu yazıya göz atabilirsiniz) su kaynaklarının da eşitsiz dağıtılması sorunumuz var. Bilhassa…