Taksitle Dert Sahibi

Ne zamandır görüşemedik,

Gerek arete’mizin verdiği soluklanma dönemi gerek benim nefessizliğim aramıza yaklaşık iki ay kadar bir mesafe soktu. Bu iki ayda defalarca bir şeyler anlatmanın manasızlığını düşündüm. Defalarca da bir şeyler anlatma arzuma yenik düştüm. Bu ülkede yaşayan bir gencin hayatına ışık tutmaya çıktığım bu yolda, yıllar sonra belki o zamanlar yaşam nasıl bir şeymiş diye açıp arete’mizi okuyan çocuklar, içinize kattığımız bu kasvetin nasıl da yalandan ve uçucu olduğundan bahsedeceğim size bugün.

Ülkemiz mahvoluyordu, kadınlar tedirgindi, ölüyorduk bir yandan. Seçim, hepimizi hayal kırıklığına uğrattı. Aylarca konuştuğumuz konuyu da aldı birden elimizden. Atacak tweetimiz, söyleyecek sözümüz kalmadı. Dolar aldı başını gitti. Sonra biz de tatile gittik. Çocuklar çünkü hayat tam olarak da böyledir. Medyanın ve toplumsal huzurluğun kenarında sallanırken rutinler oluşturduk kendimize. Kahve bağımlılıkları, ufak tefek flörtler, akşamüstü mahalledeki küçük bara uğramak.

Ben o esnada bir de sevgilimden ayrıldım. Bu ülkede sevgiliden ayrılmak da öyle ha diyince olacak Avrupalı ayrılışı değildir. Herkesin kısıtlı hayatı ve sallantıda mental sağlığı olduğu durumda eğer biraz da sorumluluk sahibi biriyseniz sevgilinize ve kendinize bir halat bağlarsınız. Kontrollü bir düşüş olmasına dikkat eder, ülkenin felaketlerinden birine denk gelmemeye çalışarak sonlandırırsınız. Bu bir yandan romantik bir yandan abartı bir tepkidir.

Neyse sonra biz tatile gittik canlarım. Memlekete gidip kavurma yedik. Güzel sofralar kurduk. Ailede birkaç enişte konuşacak başka konuları olmadığından siyaset konuştu. Birkaç enişte 50 yıldır siyaset konuşur. İçimizdeki huzursuzluğa bir yer bulamadık. Sabah uyandığımızda mahvolacağını sandığımız hayatımız değişmedi. Elbet bir gün olacağını biliyorduk fakat üzülmeyi biraz erteledik. Aman dedik. Aman ona da gelecek ay üzülelim bu ay buna üzüldük. Kişinin kredi borcu olmasının mantıklı sayıldığı bir dönemde ertelemek erdemi ortaya çıktı ve böylece geçici keyiflerimize sıkı sıkıya bağlandık. Yurt dışına taşınmış dostlarımız gelip paralarını otuzla çarptı. Doktorlar arabalarını sahibinden’e koyup ne kadar kar ettiğini hesapladı. İyi ki iPhone almışız sevinci, iyi ki geçen ay büyük boy deterjan almışız sevinci.

Felakete uğramak, insanlar için olacak iş değilmiş dostlarım. Daha iyi bir yaşam için savaşırken girdiğim karanlıktan, büyüdüğüm evin balkonunda otururken 12 yaşında yaşadığım bir anı sayesinde çıktım birdenbire. Liseye giriş sınavına para yatırmayı unutmuşum (çalışma kampına yollandığımdan hayatla bağlantım yoktu) ablam son dakikada haber alıp hasbelkader yatırmış. Annem de ceza olsun diye parayı yatıramadıklarını söyledikleri için gece sabaha kadar ağlayıp sabaha karşı ezanda o balkonda oturmuş hayatımın bittiğini düşünmüştüm. İyi bir liseye gidemezsem mesleğim bile olmazdı. Mahvolmuştum. Güneş doğdu, babam işe gitmeye uyandı ben de babamın yerinden çıkacak derecede şişmiş gözlerime şokla baktığı aşamada gerçeği öğrendim.

Sonra canlarım, biz tatile gittik.

Tuğba Zengin

Tuğba Zengin

arete E-Bülten Aboneliği

Haftalık E-Bültenimize abone olun, her pazar günü bir önceki haftanın içeriklerinden derlediğimiz mail e-posta kutunuzda olsun.