Geçtiğimiz aylarda vizyona giren Kurak Günler’i izlemek için Kadıköy Sineması’na uğradım. Gitmek istediğim seansın biletlerinin tükenmesi üzerine internet üzerinden bulabildiğim en erken seansa Profilo AVM içindeki sinema salonundan bilet aldım. 2020’nin ikinci yarısında Mecidiyeköy’de yaşadığım için Profilo AVM’nin nerede olduğunu biliyordum, fakat daha önce hiç yolum düşmemişti.
2000’li yıllardaki İstanbul’un ve İstanbullunun belleğinin merkezinde olan bu yapı bu kadar hızlı bir şekilde nasıl unutuldu?
Öncelikle PAM’a toplu taşıma aracılığıyla ulaşmanın “pürüzsüz” bir deneyim olmadığını söylemek gerek. Mecidiyeköy’ün ana arterlerini oluşturan D100 otoyolu ve Büyükdere Caddesi’ne olan göreli uzaklığı, şehirli deneyiminde PAM’ı arka planda bırakıyor. Güncel durumda yapıya direkt ulaşım sağlayan sadece bir İETT hattı bulunmakta. Bunun dışında şehirliden beklenen, Şişli-Mecidiyeköy Metro durağı ya da Mecidiyeköy Metrobüs durağında inip yaya olarak ulaşımı sağlamak gibi görünüyor.
Şehrin PAM’dan bir ümidi kalmadığı gibi, şehirlinin de PAM’ı unuttuğunu söyleyebiliriz. 2005’te açılan Cevahir AVM ile 2012’de açılan Trump AVM büyüklükleri, toplu ulaşım açısından erişilebilirlikleri ve “yenilikleri” açısından PAM’ı gölgede bıraktı. Zamanla ikinci, hatta üçüncü plana atılan Profilo, semtte yaşayanların bildikleri ve kullandıkları, bir nevi “mahalle AVM’si”ne dönüştü. Semt sakinlerinin bu durumdan memnun kaldığı iddia edilebilir. Tenhalığının çekiciliği, semt sakinlerinin günlük işlerini İstanbul’un karmaşasından uzakta yapabilecekleri, rahatla sosyalleşebilecekleri bir müşterek mekan oluşturmuş. Fakat müşteri sayısının azlığından dolayı mağazaların büyük bir kısmının alışveriş merkezinden çekilmeleri kaçınılmaz kaderinin son darbesi olmuş. Profilo AVM, betondan bir harabe. İşleyebilen, ama işlemeyen betondan bir harabe.
Neoliberalizmin mekan aygıtlarından biri olarak alışveriş merkezi tipolojisinin savaşı sadece müşterek mekanlarla değil. Her biri için diğer alışveriş merkezleri bu savaşta karşı tarafta. Bu savaşı kaybetmiş olan PAM’ın bir yanıp bir sönen boş mağaza ışıkları, basık tavanlarıyla sonsuza uzayan ıssız koridorları bana liminal mekan kavramını hatırlatıyor. Liminality (eşiktelik) kavramından türeyerek, her gün geçip gittiğimiz, uzun süre bulunmadığımız mekanları tanımlıyor bu kavram. Bu geçiş boşluklarının insanlar tarafından doldurulmadığı anlardaki tanıklıklarımız, hepimizde farklı hisler uyandırabiliyor. Bunlar tekinsizlikten nostaljiye, tanıdıklıktan yabancılığa değişiklik gösteriyor. Okuduğunuz lisenin boş koridorlarını gördüğünüzde hissettiğimiz nostalji, tenha bir saatte boş metro durağında beklerken hissettiğimiz tekinsizlik gibi. PAM da yaşanmışlığı olan insanlar için şu anki boşluğuyla nostalji hissi uyandırırken, benim gibi ilk defa tanıklık edenler için esrarengiz, hatta ürpertici gelebiliyor.
Mekansal estetikleri bir kenara bırakacak olursak, Profilo AVM’nin ömrü çok uzun görünmüyor. İş GYO, AVM’yi portföyüne dahil etmesinin ardından, Artaş İnşaat ile proje geliştirilmek üzere arsa payı karşılığı hasılat paylaşımı ve kat karşılığı inşaat sözleşmesi imzaladı. PAM’ın bulunduğu arazi, görünüşe göre konut projesi olarak kullanılacak.
Kentsel dönüşüm adı altında soylulaştırmanın önüne geçilemediği bu dönemde, bir alışveriş merkezi olsa dahi Profilo AVM’nin yıkımı ve konut projesine dönüşümü çevre mahalleler ve semt için iyi bir çözüm değil. Semtlinin ve şehirlinin halen kullandığı ortak mekanlar mevcut. Özel günlerde iki kütlenin ortasında kalan küçük meydan, çocuklar ve semt sakinleri tarafından kutlama alanı olarak kullanılıyor. Bunun dışında halen işler halde olan PAM CinemaPink, İstanbul’da yaşadığım en konforlu sinema deneyimlerinden biriydi. Kompleksin içinde bulunan market ve spor salonunun da halen kullanıldığına tanık oldum. Çeşitli açılardan, Profilo AVM’nin elverişli bir müşterek mekan oluşturma potansiyeli hala mevcut. Yıkım olmadan, elimizde olanı değerlendirerek, hali hazırda kullanılan mekanların nitelikli analizini takriben oluşturulacak yeni mekânsal program, şehrin ihtiyaç duyduğu diğer fonksiyonlara alan bırakacaktır. Aklıma ilk gelense bir kütüphane. Bunun gibi fonksiyonları birlikte barındırabilecek yeni konfigürasyon, PAM’ı bir metropol harabesinden, ‘nefes’ mekanına dönüştürebilir.
- https://www.hurriyet.com.tr/ekonomi/profilo-avm-konuta-donusuyor-42201379
- https://www.reddit.com/r/LiminalSpace