Şişli Belediyesi neden her gün bir kaldırımı kaldırıp yerine yeni kaldırım taşları yerleştirir? Türk Telekom gecenin 11’inde bir hilti aracılığıyla asfaltı delmeye nasıl hak kazanır? Yoldan dakikada on araba geçse ve her geçen araba bir kere kornaya bassa günde kaç korna sesi duymuş olurum? Çevremde inşaatı süren bir bina olmamasına rağmen nasıl sürekli inşaat sesi duyuyorum? Almanya’da olsak yaşlı bir Alman teyze tüm bunlarla nasıl başa çıkardı ve en önemlisi ben bunlarla nasıl başa çıkacağım?
Dostlarım, şu an beni okuyorsanız, muhtemel ki, dünyanın dertlerini az buçuk önemseyen; bu düzeni kim yazmış bizler de bilek fikrine yakın insanlarsınız. Cümlemin girişinden böyle bir insan olmanızın bizi iyi bir noktada birleştireceğini sandıysanız, istediğim izlenimi yaratmışım fakat ben tam tersi bir noktadayım çünkü bu dünya dertlerini önemseyen güruhlarda çok yaygın görülen “derdimiz bir bu kalmıştı” dertlerinden biriyle geliyorum; şehir gürültüsü.
Geçenlerde, geçenlerde derken geçen sene bile olabilir fakat geçmişte olduğu kesin, bir kadın alelade bir balkon fotoğrafı paylaştı Twitter’da. Balkon ağaca bakıyor, bir masa var, masada bilgisayar ve başında fotoğrafın sahibi olan kadın. Bu alelade fotoğraf on binlerce beğeni aldı ve paylaşan kadın bile hayretle ne var ki bu fotoğrafta diye bakakaldı. Fotoğrafta ne olduğunu biliyorum. O alelade fotoğrafta sessizlik vardı. Dışarıdan ses geçirmez kulaklık aracılığı olmadan, doğal, kendiliğinden bir sessizlik. İnsanların tahmin edemeyecekleri ölçüde ulaşılmaz olan sessizlik. Bazen evimde, iş yerimde ya da trafikte, kafelerde, sokaklarda ya da Kırşehir’in 100 nüfuslu köyünde bile sessizliğe hiç denk gelmediğimi düşünüyorum.
Bunun üzerine de sessizliği tarihin hangi aşamasında kaybettiğimizi merak ediyorum. Bunun sebebi arabalar mıdır? Yüksek oranda evet. Bunun sebebi insan yoğunluğu mudur? Yine büyük ölçüde evet. Bunun sebebi annelerin hiç durmadan çocuklarının isimlerini haykırmaları mıdır, evet kesin olarak sebebi budur. (Babaların sesi neden çıkmıyor konusu da var fakat bu başka bir arete yazısı konumuz olacak.)
Gürültünün psikoloji üzerindeki etkileri ise yıllardır üzerine yenisi eklenen ve etkinin kötü olduğuna dair mutabık kalınan bir alan. Gürültü; huzursuzluk, kaygı, depresyon, tedirginlik, korku ve öfke arttırır. İnsanı gerer ve Ege kasabasında bir bahçeli ev hayali kurdurur. Bu hayali hiç içinden geçirmediğini söyleyen bile bir kere geçirmiştir bu ülkede. Buna dayanarak koca bir ülkeyi Ege kasabasında bahçeli evi olanlar ve olmayanlar diye ayırıyorum izninizle.
Hayalini gerçekleştiren insanlar aslında aynı zamanda dağlara kurulmuş inziva mekanlarında envai çeşit mindfulness meditasyonuna vaktini ve parasını harcayabilecek olanlardır. Yılda birkaç haftalarını şehrin gürültüsünden kaçmaya ve kendi seslerini duymaya ayırırlar. Evlatlarının yabancı uyruklu bakıcısı sağ olsun, hiç bağırmazlar ve sevdikleri arkadaşlarına ruhlarına şifa veren mekanların konumlarını atar, ayrıcalıklı konum için de tanıdık bir simanın telefon numarasını gönderirler. Ege kasabasında yaşama hayalini gerçekleştiremeyenler, gidip batıp geri dönenleri de ayırmayalım onlar sadece fazla cesur olanlarımızdı, şehrin gürültüsüne bir balçığa saplanmışçasına mecbur kalmış, zihinlerindeki bu pusun gürültü olduğundan bihaber olanlardır. Dayanılmaz bir hilti sesine karşı gelme şansı ancak mesai bitiminde verilir. Dayanılmaz olması bir karşılık bulmayacaktır çünkü pek değerli yöneticilerde.
Ana fikri son paragraftan çıkarmaya alışkın gençliğimiz için toparlayacak olursam, biliyoruz ki bizim toplum sağlığımız diye bir şey mevcut değil. Birçok konudan hasarlı gelmiş bedensel ve zihinsel yapımızı iyileştirmek yönünde cebelleşmekteyiz. Yalnız bırakıldığımız toplum sağlığı konusunda kendi çabalarımızla bir yerlere de gelmişiz fakat her duruma katlanma çabamızı ve sabrımızı yarı yarıya düşüren gürültü sorununun gerçek bir sorun olduğunu idrak edebildiğimizden emin değilim. Buna karşılık bir çözüm önerisi sunmak güç, arabaların sesi canımızı sıkıyor diyerek arabaları ortadan kaldıramayız fakat Şişli Belediyesi’nin hilti sesini odalarımıza kadar sokmaması, tabii bir de bu sorunun çözümünün JBL kulaklık almak olmadığını fark etmemiz, güzel bir başlangıç olabilir diye düşünüyorum.