Uzun bir aradan Arete’ye tekrardan yazarken Arete’ye yazmayı özlediğimi farkettim. Özellikle sevgili editör arkadaşları ve de beni Arete’de yazmaya davet eden Aslan’a da ek olarak teşekkür ederken, yazmadığım süre boyunca nelerle uğraştığımdan bahsetmem gerektiğini düşündüm. Bir süredir birkaç arkadaş olarak Türkiye’de siyasi partilerin vaatleri üzerine çalışmaya başladık. Bu çalışma sadece kim, hangi parti, ne vaat etti’nin ötesinde seçimleri kazanan partilerin vaatlerini de incelemek üzerine kurduğumuz bir platform. İsmi de Vaat İnceleme Platformu (@vaatlerorg) ama siz kısaca Vaat diyebilirsiniz. Özellikle de bu süreçte yaklaşan 2023 seçimlerine odaklanırken sizlere bu küçük gelişen platformumuzu sizlere tanıtmak istiyoruz.
Türkiye’de konu herhangi bir adaylık yarışı olduğunda adayların vaatleri hep söz konusu olmuştur. Okul başkanlığı seçiminde havuz yaptırmayı vaat eden bakış açısı liseden mezun olunca silinen bir bakış açısı olmuyor. Her seçim döneminde, uçuk, temeli olmayan, yapılma ihtimali olmayan onlarca vaadi herhangi bir partinin seçim vaatleri içerisinde bulabilirsiniz. İşte bizler Vaat olarak bu vaatleri inceleyip kamuoyu ile paylaşıp kamuoyuna bu vaatleri hatırlatmak ve hesap sorulabilirlik değerinin daha çok benimsenmesi adına yola çıktık.
Ekip olarak çalışırken bazı partilerden binlerce bazı partilerden yüzlerce vaadin paylaşıldığını ancak partilerin olası bir iktidara gelme durumunda bunları ne ölçüde gerçekleştirebileceklerini kendilerine çok sormadıklarını hissettik. Örneğin AK Parti’nin 2018 yılında enflasyonu 5 sene içerisinde tek haneye düşüreceğiz vaadi enflasyonun üç hanelere çıkmasıyla sonuçlandı. Bizler kamuoyunun bu vaatleri hatırlamasını sağlayarak siyasetçileri gerçekli, ölçülebilir, vaatler vermeye itmesi adına hem teşvik edici hem de siyasetçilerin sözlerini tutmaya iten bir oluşum olmak üzere yola çıktık. Çünkü bizler demokratik süreçlerde siyasetçilerin verdikleri sözlerden yükümlü olduklarını düşünüyoruz. Bu yükümlülüğün sağlanmasına yönelilk olarak kamuoyunun siyasetçileri sorgulayabileceği en temel alanlardan biri, seçimi kazandığı durumda vaat verdiği şeyleri yapıp yapamamasıdır.
Eğer siyasi partilerin geçmiş vaatlerine bakacak olursak karşımıza kapsamı ve içeriği fazlasıyla meçhul olan pek çok vaat çıkıyor. Bunun bir örneği AKP’nin 2018 senesinde verdiği “Yurt dışındaki vatandaşlarımız için daha aktif aile politikaları izleyeceğiz.” vaadi. Bu vaat bizler için hiçbir açıdan ölçülemeyen ve dolayısıyla gerçekçi olmayan üstelik de belirsiz bir vaat. Siyasi partilerin “vaat” olarak kullandığı bu ve bunun gibi cümlelerin gerçek hayatta bir karşılığı olmaması da hesap sormak adına önemli bir motivasyon. Bizler için bunun gibi ölçülemez ve altı doldurulamaz vaatlerin sayısını azaltarak ilerlemek ve böylece kamuoyunun siyasi partilerden hesap sorabilmesi sağlamak oldukça önemli bir kazanım.
Vaatler ve parti programlarını içeren metinler bizlere siyasi partilerin yönetebilme kapasitesine dair henüz bu partiler iktidara gelmeden önce fazlasıyla ipucu veriyor. Örneğin 300 adet vaadi olan bir parti karşısında e-spor’dan tarıma kadar onlarca alanda vaatler sunabilen partilerin biz bu ülkeyi yönetiriz iddiasının yere daha sağlam bastığını görebiliyoruz. Nitekim eylem planları oluşturan, konulara değinirken konuların özneleriyle iletişim kurup sorunları birinci ağızdan dinleyebilen partiler kamuoyuna “Biz bu ülkeyi yönetebiliriz!” hissini daha kolay şekilde yayabiliyor. “Yahu bu vaatleri o kadar da insan okumuyor, bu vaatlerin öyle bir etkisi de yoktur.” demekte de bir ölçüde haklısınız. Aslında vaatleri içeren tüm bu seçim tebligatnameleri ve bildirgeleri siyaseti yakından takip eden seçmenler ikna olsun diye değil, siyasetçiler seçmenle konuşurken sufle yapabilsin diye önemli. Seçim belgelerini o kadar da fazla insanın okumadığının farkındayız ancak biz Vaat ile birlikte seçmenin seçim vaatlerini okuduğu ve bunları konuştuğu, geçmiş ve güncel vaatlerin durumunu sorguladığı hatta hesap sorabildiği bir ülke hayali ile yola çıktık.