İyisiyle Kötüsüyle Yayıncılık, Kitaplar ve Listeler

Bu yazıyı yazmaya geç kalmış gibi hissediyorum. Twitter’da takip ettiğim herkes 2022’de okuduklarını, geçtiğimiz yıl basılan en iyi kitapları, 2023’te okumak istediklerini, telifi kalkacak yazarları ve daha fazlasını çoktan paylaştı bile. Ancak son zamanlarda kitaplar ve okuma eylemi zihnimi fazlasıyla meşgul ediyor. Ben de kitaplar, yayıncılık ve okuma deneyimim üzerine düşündüklerimi bir yazıda toplamaya karar verdim.

Evet maalesef kitap fiyatları özellikle geçtiğimiz sene aldı başını gitti. Sepet oluşturup sipariş vermekten vazgeçtiğim çok oldu. Lise ve üniversite yıllarında kütüphanelerden yararlanan biri olarak zamanında daha çok kitap almadığım için kendime biraz sinirliyim. Evet artan maliyetleri anlıyorum ve her şeyin fiyatı artarken kitap fiyatlarının aynı kalmasını bekleyemeyeceğimizi biliyorum. Ancak bu durumun halihazırda emeklerinin karşılığını alamayan ve bu sektöre emek veren çalışanları daha da zor bir duruma soktuğunu göz ardı etmemeliyiz. Her sene yayınevlerine olan güvenim ve kitap almayı tercih ettiğim yayınevi sayısı biraz daha azalıyor. Kişisel olarak içime sinmeyen yazarları ve yayınevlerini tercih etmemeye çalışıyorum, eğer çok merak edersem de ikinci el ya da bir arkadaşımdan ödünç alma seçeneklerini değerlendiriyorum.

2022 yılında ocak ayından başlayıp temmuz sonuna uzanan bir tez sürecim vardı. Senenin çoğunluğu tez okumalarıyla geçtiği için bu sene yeni çıkanları, ödül alan yazarları ya da Twitter gündemini çok yakından takip edemedim. Tez sürecinin bana en büyük katkısı Aminatta Forna ile tanışmak ve travma, ekoeleştiri, postkolonyalizm üzerine bolca okuma yapmam oldu. Senenin geri kalanında okuyup beğendiğim iki roman Gölgeler Çekildiğinde, Cahide Birgül ve Gölün Sırrı, Jenny Erpenbeck oldu. Zamanımızın Çehov’u olarak anılan Alice Munro’nun Nefret, Arkadaşlık, Flört, Aşk, Evlilik isimli öykü kitabını da herkese tavsiye ederim. Seneyi Rebecca Solnit’in Yokluğumdan Aklımda Kalanlar’ı ile kapattım.

Bu sene kendime koyduğum hedeflerden biri düzenli okuma alışkanlığını yeniden kazanmak. Evet, ben de sosyal medyada insanların okuduğu onlarca kitabı görünce imrenmeden ve şaşırmadan edemiyorum. Ben mi çok tembelim ya da yavaş mı okuyorum sorularıyla bir süre cebelleşiyorum. Sonuçta hayatımızın her alanında olduğu gibi okuma eylemi de sosyal medyadan bir şekilde etkileniyor. Sonrasında sakinleşip kitap okumanın bir yarış olmadığını, kitapları sadece bana iyi geldikleri için okuduğumu kendime tekrardan hatırlatıyorum. Bu sene yeni çıkan, popüler olan kitaplara yetişmeye çalışmak yerine uzun süredir okuma listemde olan, beni gerçekten heyecanlandıran kitaplara ve yazarlara ağırlık vermek istiyorum. Carson McCullers, Toni Morrison, Ursula Le Guin, Arundhati Roy, Isabel Allende, Suat Derviş, Latife Tekin, J.M. Coetzee, Italo Calvino, Orhan Pamuk ve Faruk Duman listemde bulunan yazarlar. Bu yazarlardan en azından birer kitap okuyabilirsem çok mutlu bir okur olacağım.

Akademiye tekrar döner miyim bilmiyorum ama kurgu dışı ve teori okumalarını da aksatmak istemiyorum. Bu sene de doğa, çevre, ekoloji ve ekoeleştiri okumalarına ağırlık vermek istiyorum. Kendime mütevazi bir liste yaptım, okumak istediğim ilk dört kitap şöyle; Büyük Kaos – Amitav Ghosh, Yeraltı Diyarı – Robert Macfarlane, Feminizm ve Doğaya Hükmetmek – Val Plumwood ve Didem Bayındır ile Mine Yıldırım’ın derlediği Ekoloji: Bir Arada Yaşamın Geleceği.

Bu sene farklı yoğunluklardan ötürü edebiyat etkinliklerine yeterince zaman ayıramadım. Mesela Sanat Kritik’in düzenlediği “Ben Yazar Suat Derviş’im” sergisi, İTEF’in etkinlikleri ve Kıraathane Kitap Şenliği bunlardan sadece bazıları. Bu sene bu konuda da daha planlı olmak ve elimden geldiğince gerçekleşecek etkinliklere katılmak, sergileri ziyaret etmek istiyorum.

Son olarak, yıllardır yapmak isteyip asla devam ettiremediğim düzenli dergi okumaya artık bu sene vakit ayırmak istiyorum. Özellikle Socrates gibi büyük bir derginin bile basılı yayın hayatına son verip dijitale geçmek zorunda kaldığı bir ortamda, elimizde kalan edebiyat dergilerini de kaybetme düşüncesi beni endişelendiriyor. Çok özenilerek hazırlandığını düşündüğüm Notos dergisini bu sene düzenli takip etmeyi planlıyorum.

Herkese hitap etmeyecek bir yazı olsa da senenin sonunda bu yazıya dönüp bir senede neler değişmiş görmek için sabırsızlanıyorum. Herkese bol kitaplı bir sene diliyorum.


  1. Alice Munro, Nefret, Arkadaşlık, Flört, Aşk, Evlilik, çev. Roza Hakmen (İstanbul: Can Yayınları, 2020).
  2. Amitav Ghosh, Büyük Kaos: İklim Değişikliği ve Hiç Düşünülmeyenler, çev. İrem Uzunhasanoğlu (İstanbul: Timaş Yayınları, 2022).
  3. Cahide Birgül, Gölgeler Çekildiğinde (İstanbul: Kafka Kitap, 2019).
  4. Jenny Erpenbeck, Gölün Sırrı, çev. Dilek Zaptçıoğlu (İstanbul: Can Yayınları, 2022).
  5. Rebecca Solnit, Yokluğumdan Aklımda Kalanlar, çev. Seda Çıngay Mellor (İstanbul: Minotor Kitap, 2020).
  6. Robert Macfarlane, Yeraltı Diyarı: Bir Derin Zaman Seyahati, çev. Fatih Yiğitler (İstanbul: Tellekt, 2019).
  7. Val Plumwood, Feminizm ve Doğaya Hükmetmek, çev. Başak Ertür (İstanbul: Metis, 2020).
  8. Ekoloji: Bir Arada Yaşamın Geleceği, der. Didem Bayındır, Mine Yıldırım (İstanbul: Tellekt, 2022).
Ahsen Nur Balkan

Ahsen Nur Balkan

arete E-Bülten Aboneliği

Haftalık E-Bültenimize abone olun, her pazar günü bir önceki haftanın içeriklerinden derlediğimiz mail e-posta kutunuzda olsun.