Editör Girişi: arete’nin Merhabası

İyi nedir? İki kelimelik bir soru. İşte bu iki kelimelik soruya verilebilecek cevaplar kümesi insanları birbirlerinden farklı kılan, onları fizik ötesi biçimde birbirlerinden ayıran şeydir. 

Sorunun başına yeni bir şeyler daha ekleriz, “x olduğu durumda iyi nedir” deriz, ancak bu “iyi nedir” sorusuna cevap arıyor olduğumuz gerçeğini değiştirmez, yalnızca onu genişletir. Bir açıdan da düşündüğümüzde hepimiz aslında aynı kavramdan ortaya çıkan alt kavramlar ile çeşitleniriz. Bunun sonucunda bambaşka bir şey ortaya çıkar, ona da “politik ayrışma” deriz. “İyi nedir” sorusuna ve onun türevlerine getirdiğimiz çeşitli yorumlar bizi aynı kavramlara farklı anlamlar yükleyen insanlar haline getirir. 

Bunun temelde iki açısı vardır: birincisi, insanın toplumla olan ilişkilenmesi üzerinden giriştiği hegemonya mücadelesi -ki siyaset bu mücadelenin ta kendisidir-, ikincisi, insanın kendiyle olan ilişkisi üzerinden giriştiği “mükemmelleşme” gayreti. Birincisi mi ikincisinden önce gelir, yoksa ikincisi mi birincisinden önce gelir, işte bu soruya verilecek cevabın nüansı da ideolojidir.

Biz arete’yi kurarken, ülkemizde akademik ve eleştirel üretkenliğe dair bir ihtiyacın hasıl olduğunu düşündük. Bu ihtiyacın keşfi, sokaklarımızdaki ve meydanlarımızdaki özneler olarak var olma mücadelesinin ardında ideolojinin silikleşmesine yönelik yaptığımız bir tespitten doğdu. Siyasal alanın doğası gereği taşıdığı ideolojik, hegemonik ve söylemsel edinimlerin hem iktidar baskısıyla hem muhalefet kaygısızlığıyla görmezden gelindiğine, verimsizleştirildiğine ve dolayısıyla “siyaset” denen işin dar bir grup siyasal ve magazinsel elitin oyun alanına dönüştüğünün farkına vardık. 

Bu durumda en kötü senaryo ortaya çıkıyordu. Siyasal alanın mücadele ortaklığı, kolektivizm siliniyor, bireysel politikleşmemiz de evrende kendi halinde yüzen bir ihtimalin ötesine geçemiyordu. Bunun sonucunda hepimiz atomize oluyor, kendi mükemmellik arayışımızda yok olmaya başlıyorduk. 

Peki biz insanlar mükemmel miyiz, nasıl oluruz veya olursak elimize ne geçer? Bu sorular “arete”ye adını veren sorulardı. Arete, kökü Antik Yunan felsefesine dayanan, “insanın kendine içkin potansiyeli tamamıyla gerçekleştirmesi” anlamına gelen bir kavram. Biz buna da itiraz ettik, zira bize göre mükemmelleşme bireysel bir mefhum değil, o bireyin kolektifle kurduğu otonom ve özgün ilişkide gerçekleşmeliydi. Bir kolektifin, bireyin aksine kendine içkin potansiyelini gerçekleştirmesi istediğimiz şeydi. Bu noktada arete kavramını düşüneceğimiz yerdeki değeri keşfettik, buradan yeni bir diyalog formu inşa edebileceğimizi görüp bu adı üstlendik.

Biz kimiz?

Hayatımızın tam ortasından geçen en temel yaşam tercihlerimizin, hobilerimizin, eğlencelerimizin, anayasayla güvence altına alınmış siyasal ve sosyal haklarımızın kıymeti kendinden menkul gelenek ve kötü ahlaklar ile kuşatılmasını reddeden, gerici sosyal popülizmin çarklarının ancak disiplinler arası biçimde ifa edilecek bir hegemonya mücadelesi ile ülkemizden sökülüp atılabileceğine inanan insanlarız.

Ülkemizin güncel kamusal alan pratiklerinin iktidarın zihin dünyasının biçim verdiği hegemonyayla inşa edildiğini gören, buna itiraz eden ve buna itiraz edilmemesini içine sindiremeyen insanlarız.

Bütün bunların ötesinde, birbirine duyduğu arkadaşlık ve paydaşlık hissiyatını üretme ve karşı çıkma isteğiyle harmanlayarak yola çıkan insanlarız.

Ne düşünüyoruz?

Siyasetin ve sosyolojinin kesişiminde kalan; sanat, felsefe, iktisat, spor ve benzeri gibi birçok alanın kendi itirazlarını kendisinin yapmasını gerekli görüyoruz. İşbu noktada bu alanların kendi gündemlerini kendilerinin belirlemesi gerektiğini düşünüyoruz. Ancak bu şekilde, modernizmin pragmatik icadı teknokrasinin ayrıştırmacı ruhunun aşılabileceğine, multidisipliner bir bakış açısıyla yukarıda saydığımız -ve sayamadığımız- toplumsal olgulara gözlemlenebilir olanın ötesinde bütüncül ve gerçekçi bir bakış sunabileceğimize inanıyoruz. 

Sonuç:

arete’yi bugün kurduk, geleceğe taşıyacağımız, hep birlikte yapacağımız şeyler var. Biz bu ümidi hissediyoruz. Biz, tarihte yer edineceğiz. 

02.07.2022
arete editörleri
Emin Aslan Özbek & Ezgi Meriç Baş & Kağan Sarıkaya & Tayfun Tatar

Editör

Editör

arete E-Bülten Aboneliği

Haftalık E-Bültenimize abone olun, her pazar günü bir önceki haftanın içeriklerinden derlediğimiz mail e-posta kutunuzda olsun.