Döşüm Ağrıyo Doktor Bey: Midjourney’in Kadın Doktorlarla Derdi Ne?

Bir önceki yazımda arete’de Ludistlerden bahsetmiş, “Ludistlerin 200 yıl önce düştüğü yanılgıya düşerek öfkemizi teknolojiye yoğunlaştırıp makineleri mi kırmalıyız, yoksa kapitalizmi ortak düşman bellemeye devam edip yapay zekayı el birliğiyle teknoloji elitlerinin elinden geri mi almayız?” diye sormuş ve bir sonraki yazımda da imaj modelleriyle ilgili konuşmaya devam edeceğimi söylemiştim.

Meseleye geleneksel olarak üretici olanın, üretme gücünü elinde bulunduranların gözünden baktıktan sonra şimdi bir de yeni üreticinin; üretme gücüne yapay zekayla birlikte kavuşabilenlerin gözünden bakalım istiyorum.

2016 yılında Birleşik Krallık merkezli bir sivil toplum örgütünün çocukların toplumsal cinsiyet rolleriyle ilgili algılarını ölçmek için düzenlediği bir kampanya kapsamında 5-7 yaş arasındaki çocuklara doktor, pilot, itfaiyeci gibi çeşitli meslek gruplarından insanlar çizmeleri istendiğinde çocukların çoğunun bu meslek gruplarını erkek olarak çizdiğini keşfedilmiş ve hatta kampanya videosu internette viral haline gelmişti. 5 yaşındaki bir çocuğun bile dünyada geçirdiği o kısacık sürede toplumsal cinsiyet rollerini bu denli benimseyip tekrar üretebilmesi pek çok kişi için hayli şaşırtıcı olmuştu. Evet, tabi ki çocuklarımıza farkında dahi olmadan cinsiyetçilik de dahil pek çok şey öğretiyoruz ve bu artık o kadar da ilginç değil. Asıl ilginç olan, bu şeyleri artık sadece çocuklarımıza değil, makinalarımıza da öğretiyor oluşumuz…

Tıpkı yukarıdaki araştırmada çocuklardan istendiği gibi örneğin bir yapay zekayla imaj üretme programı olan Midjourney’den bir doktor çizmesini istediğimizde de aynı sonuçla karşılaşıyoruz. Ve hatta MJ doktor stereotipini bizim için daha da detaylandırıp önümüze orta yaşlı, genelde gözlüklü, kır saçlı, beyaz Avrupalı bir grup doktor imajı koyuveriyor saniyeler içinde. Zira yapay zeka da tıpkı çocuklar gibi gözünü tarihsel bir birikimin içine açıyor, o tarihten öğreniyor, o tarihle eğitiliyor; insanlık tarihiyle. Tıpkı çocukların televizyonlarda, kitaplarda sürekli erkek doktorlar görmesi gibi yapay zeka da aynı görüntüleri görüyor, aynılarını kanıksıyor. Evet bir çocuğun birkaç yılda görebileceğinden çok daha fazlasını; belki milyonlarcasını ama yine de aynı birikimin mirasını… Ve bu birikimin içinde büyüyen o çocuklar tarafından geliştiriliyor. Bu birikimden neyi nasıl öğrenmesi gerektiği gerektiğini de o birikimle büyütülmüş çocuklar öğretiyor.

 

Sinem Görücü & Midjourney

E bunca eğitimden, insanlık tarihinden öğrendiği şey de eşitlik ya da adalet olmuyor haliyle. Gördüğü her türlü eşitsizliği, zorbalığı, önyargıyı ince ince kazıyor zihninin en derinlerine. Hatta bazen beyni ataerkiyle o kadar yıkanmış oluyor ki kadınları tarih sahnesinden silmeye de kalkıyor. Dünyanın ilk bilgisayar programcısını çizmesi istendiğinde Ada Lovelace’ı çizmiyor misal. Aşağıdaki beyleri çiziyor. Bu titrin karşılığının böyle görünüyor olması ihtimali daha olası geliyor algoritmik süzgecine… Bu ayan beyan kahpeliklerin ötesinde sergilediği çok daha kompleks, sinsi ve örtülü önyargılara girsem bu yazı bitmez, o yüzden girmeyeceğim ama bu daha ne ki sevgili okuyucu…

Sinem Görücü & Midjourney

Bugün Midjourney, DALL-E gibi metinden imaj üreten yaygın ve erişilebilir yapay zeka programlarından bahsederken bu furyanın patlamasından çok değil sadece bir iki yıl önce ittire ittire kullandığımız programlar aklıma geliyor. Gözümün önünde hep aynı manşet: “Bir dönemin gözbebeği Yeşilçam starı sefalet içinde öldü…” Çok daha ufak ve “ayrıcalıklı” bir topluluk olarak hayranlıkla ama ittire ittire  kullandığımız Playform mesela… Kelimenin tam anlamıyla ittire ittire yalnız… Üreteceğin her imaj için ayrı görsel veri seti oluşturup yüklersin, ayarlar eder çalışma süresi seçip başlatırsın. Bilgisayarı kapatıp gitmelisin ki o şimdi 3 saat o veri setine bakıp piksel piksel renklendirme yapsın. 3 saat sonra bir gelirsin aaa daha tam olmamış, bir 3 saat daha… Her saati ayrı para…. Bazen hiçbir şey çıkmaz, veri setin çok küçükse orası burası eğilip bükülmüş bir garip imajlar serisi geçer eline sadece… Veri seti dediğime de bakmayın. Alt sınır 30 görsel, istersen 100 de yükleyebilirsin… Bir aile albümünden bile daha ufak genelde. Set ne kadar ufaksa eklediğin her imaj sonuç ürününde o kadar belirir, ne kadar büyükse o kadar ilginç melezler üretir…  Bir imajdan imaj üretme programı olarak Playform o dönem tabi ki son derece yenilikçi ve pek çoğumuz için inanılmaz hayranlık uyandıran bir araçtı ama aynı zamanda çok da kısıtlayıcıydı; sadece becerileri noktasında değil, gerektirdiği maddi kaynak açısından da…

Özellikle Midjourney, imaj üretebilme beceri ve kapasitesinin demokratize edilebilmesi adına bence çok büyük bir devrimin ortağı oldu. Geleneksel olarak zanaatkar yahut üretici olmayan ve herhangi bir tasarım/sanat eğitimi olmayan pek çok insana aylar önce öngöremeyeceğimiz bir kapasitede üretebilme gücü sağladı. Pek çok şeyi görselleştirebilmek, aktarabilmek, iletişebilmek için artık stok imaj kütüphanelerine mecbur değiliz. Demokratizasyon tam da bu değil mi aslında… Değil işte… Ocak 2023 itibariyle Midjourney kullanıcı sayısı 10 milyondan biraz daha az.[1] 8 milyarda 10 milyon. Bugün kendi Sosyal ağlarımızdaki eğilime bakarak herkesin kullandığını sanmaya başladığımız bu teknolojiyi dünyadaki her sekizyüz kişiden sadece biri bir kere dahi olsa denemiş. Bunun yaklaşık üç-dört milyonu aktif kullanıcı. Bunun yaklaşık %75’I erkek, %60’ı 35 yaş altı ve -söylememe gerek yoktur- büyük çoğunluğu batılı.[2]  Tarihsel birikimimiz bir yana Midjourney aylardır işte bu topluluğun üretimleriyle de eğitiyor kendini bir yandan. Bu topluluk ne üretiyorsa ve algoritmaya ne geri bildirimde bulunursa onlardan öğrenmeye devam ediyor. Örneğin bir doktor imajı üretmesi istendiğinde arayüzün sunduğu 4 seçenekten bir tanesi hasbelkader bir kadın imajı ise ve kullanıcılar onu değil de erkek olan opsiyonları tercih ediyorsa, makine kadın doktor çizmeyi bırakıyor yavaş yavaş. Aslına bakarsanız bu söylediğim bir spekülasyondan ibaret. Çünkü öyle olup olmadığını bilmiyoruz. Speküle ediyoruz zira hem Pratik hem ticari olarak bu geri bildirimi en verimli kullanmanın yolu bu. Ama pek çok yapay zeka uygulamasının nasıl çalıştığı kamuya açılmadığı, algoritma şeffaf bir şekilde toplumla paylaşılmadığı için bu riskleri çoğu zaman sadece öngörmekle yetinebiliyoruz.

Hal böyleyken, önceki yazımda geleneksel olarak üretici olanların perspektifinden bakarak sorduğum soruyu hatırlatarak bu kez de “yeni üretici”lerin perspektifinden bakarak soruyorum: yapay zekayı tarafsız bir yoldaş belleyip ona sıkı sıkı sarılmalı mıyız yoksa el birliğiyle onu teknoloji elitlerinin elinden geri mi almalıyız?


[1]                Midjourney global weekly search trends on Google 2023 | Statista

[2]                Mind-Boggling Midjourney Statistics in 2023 — Tokenized (tokenizedhq.com)

Sinem Görücü (McInerney)

Sinem Görücü (McInerney)

arete E-Bülten Aboneliği

Haftalık E-Bültenimize abone olun, her pazar günü bir önceki haftanın içeriklerinden derlediğimiz mail e-posta kutunuzda olsun.