Platform Monarşisi: Elon Musk ve Twitter’ın Geleceği

“Elon Musk, Twitter’ı Satın Almak İçin 44 Milyar Dolarlık Anlaşmayı Onayladı”, geçen haftanın sonunda, Musk’ın sosyal medya platformu Twitter’ı devralmasının kamuoyunda yaratığı tartışmayı referans alan bu haber New York Times’ta yayınlandı.[1] Oldukça tartışmalı bir girişimci olarak bilinen Musk, anlaşma tamamlandıktan kısa bir süre sonra birkaç üst düzey yöneticiyi işten çıkardı ve Twitter’ın sahibi olmasının meşruiyeti hakkındaki tartışmayı daha da alevlendirdi.[2] İleriye dönük konuşmamız gerekirse, platformda yaşanması beklenen, platformun yeni sahibi tarafından başlatılmış bu değişim aynı zamanda anlaşmanın kapsamı ve muhteviyatına dair birçok problemi de gün ışığına çıkarıyor.

Geçmişte kendisini “mutlak ifade özgürlüğü savunucusu” olarak tanımlayan Musk, platforma, diğer şeylerin yanı sıra yine kendine has dünya görüşü doğrultusunda, “genişletilmiş” bir ifade özgürlüğü getirmeyi planlıyor.[3] Bu plan, geçmişte seçim sonuçlarını inkâr etmek için Twitter’ı kullanan ve bunun sonucunda kalıcı olarak yasaklanan Donald Trump gibi Twitter’dan uzaklaştırılmış kişilere tekrar platforma erişim izni verileceği anlamına gelebilir.[4] Eski ABD başkanının Twitter’a geri dönme ihtimali, Musk’ın sosyal medya stratejisinin sorunlu doğasını ortaya koyuyor: Özel sektör tarafından dikte edilen, potansiyel olarak demokrasiye zararlı bir “ifade özgürlüğü” ve bu doğrultuda bile isteye kabul edilen, demokrasimiz için oldukça zararlı sonuçlar ortaya çıkabilir.

Twitter anlaşmasının ekseninde yaşanan olaylar, bir sosyal medya platformunun kontrolünün tek bir kişinin, bu vaka özelinde de oldukça tartışmalı bir girişimcinin, elinde olmasının makul olup olmadığı hususunun tartışmaya muhtaç bırakıyor. Bundan hareketle, Twitter’ın toplumsal önemini yorumlayabilmek adına, sosyal medya platformlarının kamusal alanla alakası incelenmeye değer görünüyor.

Dijital Aracıları Tanımlamak

Dijital sosyal medya platformlarının toplumsal etkileşim dinamiklerini değiştirdiği, internetin ilk günlerinden beri gözlemlenebilir bir gerçek olarak karşımızdadır. ClassMates veya SixDegrees gibi web siteleri başlangıçta pazara hakimdi, ancak yıllar içinde bu sitelerin yerini rakipleri (Twitter, Facebook veya Instagram) aldı.[5] Farklı ilke ve işlemler, ikincisi için ekonomik temel olarak hizmet etse de bu şirketler; Amazon, Netflix ve eBay gibi diğer aracılara da atfedilen, “işletmeden tüketiciye iş modeli” ile özdeşleştirilebilirler.

Tüm farklılaşan bu ilginç özelliklere rağmen, platformların işlevsel mantıkları bir şekilde benzemektedir: En temel seviyede bu platformlar, bilgi teknolojilerini kullanarak farklı kullanıcıları birbirine bağlama misyonunu yerine getirirler ve böylece platformun yokluğunda ortaya çıkan iletişim ve koordinasyon sorunları nedeniyle gerçekleşmesi mümkün olmayan etkileşimler için elverişli koşullar meydana gelir.[6]

Bu kapsama binaen, tüm sosyal medya platformlarının özel bir odağı vardır: Öncelikle üçüncü taraflarca sağlanan içerikleri yapılandırır ve düzenlerler, böylece kullanıcılara yönelik bilgi süreçlerini şekillendirirler. Sonuç olarak dijital medya platformları, dijital alanda hem bireylerin davranışlarını hem de kamusal/sosyal ilişkilerini tanımlarlar.[7]

 

Konsolidasyon Süreçleri ve Network Etkileri

Karmaşık sosyo-teknik sistemler olarak dijital aracılar, günümüzün en önemli ekonomik gelişmeleri arasında sayılabilirler. Facebook ve Instagram gibi dijital aracı örnekleri, söz konusu platform paradigmasını uygulayan şirketlerin arka planlarındaki pazar dinamiklerinin bir neticesi olarak özellikle mali anlamda başarılılardır.[8] İnternetin ortaya çıkışından bugüne değin; doğrudan ağ etkileri, ilgili şirketlerin konsolide olmasına izin vererek internet trafiğinin çoğunluğunun birkaç piyasa katılımcısı tarafından sınırlandırılmasına ve oligopol yapılara dönüşmesine yol açmıştır.[9] Bu, mobil cihazlarda platformların kullanımıyla örneklenmektedir: Sosyal medya tüketiminin yüzde 93’ü Instagram ve Facebook’ta gerçekleşmektedir.[10]

Kâr Optimize Eden Algoritmalar

Dijital aracıların kullanımı aynı zamanda sosyal fırsatlardan yararlanmayı vaat etse de sosyal medya platformlarının operatörleri öncelikle ekonomik kâr optimizasyonuna odaklanmaktadır. Tek fark, odak noktasının ilgili aktörler arasındaki verimli alışverişe odaklanan değil, kullanıcıları mümkün olduğunca uzun süre içerik tüketmeye motive eden girişimler olmasıdır. Sonuç olarak sosyal medya platformlarında ‘viral olma ilkesi’ ya da diğer bir deyişle ‘dikkat ekonomisi’ hakimdir. Amaç, daha fazla reklam görüntüleyerek şirketin kârını artırmak, bunun için de içerik tüketiminde harcanılan zamanı artırmaktır. [11]

Bu paradigmanın uygulanabilmesi için platformlarda sosyal kurallar algoritmalar aracılığıyla tanımlamaktadır. Ve böylece hangi bilginin, haberin, fotoğrafın ya da videonun hangi şekilde düzenleneceği veya hangi biçimde sıralanacağına karar verilmektedir. Sosyal kuralların formülasyonu genel şartlar ve koşullar aracılığıyla gerçekleşirken uygulama ise teknik yapılar aracılığıyla gerçekleşir. Görüntülenen içerik son derece kişiselleştirilmiş olsa da etkilenenler (hizmet kullanıcıları) için dijital platformlardaki sıralamanın nasıl olduğu ve üçüncü tarafların toplanan verileri analiz ederek hangi kararları aldığı belirsizliğini koruyor. Bu şeffaflık eksikliği nedeniyle, platform tartışmalarında “kara kutu toplumu” terimi kullanılmaktadır.[12]

Bilgi Akışını Düzenleme ve Mevzuata İlişkin Yaklaşımlar

Dijital platformların, mikro düzeyde olduğu kadar makro düzeyde de tarihsel olarak artan etkisi bir yandan da hükümet organlarının dikkatini çekti. Nooren ve diğerleri bu durumu şu şekilde özetlemektedir:[13]

“Dijital platformlar, inovasyonu ve ekonomik kalkınmayı teşvik etmek ve kamu çıkarlarını korumak için mevcut hükümet politikalarına baskı yapıyor. Platform sahipleri kendilerini köprü kurucular veya gatekeeperlar olarak sunuyorlar, […] [onlar] tüketicilere yeni ve cazip fiyatlı hizmetler öneriyorlar, ancak aynı zamanda yeni oyuncuların pazara girme ve tüketicilerin hizmetlerle ve hizmet sağlayıcılarla etkileşim biçimlerini değiştirme olasılığını da etkiliyorlar. Bu nedenlerle, dijital platformlar şu anda politika yapıcıların özellikle ilgisini çekiyor. Bunların olumlu ve olumsuz etkilerini anlamak istiyorlar. Bu platformlar, müdahale edilip edilmeyeceğini, nasıl ve ne zaman müdahale edileceğini belirleyebilmek kamu yararına olabilir.”

Siyasi arenadaki bu gelişme, örneğin Avrupa’daki çeşitli girişimlerde gözlemlenebilir. Sosyal medya platformlarının düzenlenmesine yönelik faaliyetler tanımlanmalıdır; örn. Almanya’daki Ağ Uygulama Yasası çerçevesinde[14] veya Avrupa düzeyinde Dijital Hizmetler/Piyasalar Yasası ile yapılabileceği gibi. DSA/DMA sayesinde, Avrupa Birliği artık Facebook veya Twitter gibi büyük dijital platformlarının rekabet yükümlülüklerini ve kullanıcı haklarını tutarlı bir şekilde uygulamaya zorlamak için gerekli yasal araçlara sahip.[15]

Her ne kadar ilk düzenleyici önlemler devlet organları tarafından uygulanmış olsa da sosyal medya platformları rahat ama tehdit edici bir güç konumuna sahipler. Özellikle, Elon Musk gibi aktörlerin mevcut platform ilkelerini yeniden üretmesi ve hatta güçlendirmesiyle; rekabet hakimiyeti, kâr yönelimi ve şeffaf olmayan algoritmaların mevcut karışımı sorunlu olarak görülmelidir.

Elon, “Mesih”

İlkin, Musk tarafından yayılan mutlak ifade özgürlüğü, özellikle Alman kamu yayıncılık sisteminde bulunan platformlar gibi harici kontrol mekanizmalarının olmadığı yerlerde sorunlu olarak görülmelidir. Yüksek tüketim oranlarına sahip içeriğin dağıtıcıları olarak dijital aracılar, kamuoyu oluşturma sürecinin ilgili unsurları olarak görülmelidir, ancak şimdiye kadar içeriğin seçimi ve sunumu için içerikle ilgili yalnızca birkaç standardizasyona tabidir (NEA, DSA/DMA). Bu koşullar altında, sınırsız ifade özgürlüğü; anti-demokratik duruşların, terör mesajlarının ve dini nefretin de giderek artan bir şekilde kamuoyuna yayılmasına ve böylece toplumun kutuplaşmasının yanı sıra demokrasinin de yıpranmasına sebep olabilir.

Musk’ın Twitter’ın algoritmik işlevsel mantığını açma önerisi ise, dijital aracılar üzerindeki mevcut şeffaflığı çözmek için sağlam bir ilk yaklaşım. Ancak bu bağlamda kullanılan algoritmaların ve kullanılan veri tabanının fazlasıyla çok yönlü olduğu dikkate alınmalıdır. Bu nedenle, teknik karmaşıklık nedeniyle böyle bir önermenin uygulanabilir olup olmadığı ve bu algoritmik mantığa[16] uygun bir iletişim biçiminin nasıl tasarlanacağı belirsizliğini koruyor.

Son olarak satın alma ile ilgili Twitter’ın ekonomik boyutu nasıl ele alacağı belirsizliğini koruyor. Elon Musk’ın ekonomi anlayışının, kısaca bunu neoliberalizm olarak da değerlendirebiliriz, Tesla bağlamındaki sendikaları çökertme faaliyetlerinden bu yana iyi biliniyor. Musk’ın 84 saatlik bir çalışma haftasını başlattığını duyurduğu gibi, şimdiye kadar sosyal medya platformunun çalışanları da kuralsızlaştırılmış dijital kapitalizme daha aşina hale geldi.[17] Sonuç yerine şöyle özetleyebiliriz: devralma nedeniyle Twitter’ın kâr yöneliminin güçleneceğini ve platform ekonomisinde herhangi bir paradigma değişikliğinin beklenmediğini varsaymak mümkündür.


[1] https://www.nytimes.com/2022/10/27/technology/elon-musk-twitter-deal-complete.html

[2] https://www.nytimes.com/2022/11/01/technology/elon-musk-twitter-advertisers.html

[3] https://www.theguardian.com/technology/2022/apr/14/how-free-speech-absolutist-elon-musk-would-transform-twitter

[4] https://blog.twitter.com/en_us/topics/company/2020/suspension

[5] https://economictimes.indiatimes.com/corporate-industry/beyond-facebook-a-look-at-social-network-history/sixdegrees/slideshow/13296909.cms

[6] Parker, G. G., Van Alstyne, M. W., & Choudary, S. P. (2016). Platform revolution: How networked markets are transforming the economy and how to make them work for you. WW Norton & Company.

[7] Dolata, U. (2022). Platform Regulation: Coordination of markets and curation of sociality on the internet. In The Routledge Handbook of Smart Technologies (pp. 457-477). Routledge.

[8] Parker, G., Van Alstyne, M. W., & Jiang, X. (2016). Platform ecosystems: How developers invert the firm. Boston University Questrom School of Business Research Paper, (2861574).

[9] Dolata, U. (2022).

[10]https://www.sandvine.com/hubfs/Sandvine_Redesign_2019/Downloads/2021/Phenomena/MIPR%20Q1%202021%2020210510.pdf

[11] Wu, T. (2017). The attention merchants: The epic scramble to get inside our heads. Vintage.

[12] Pasquale, F. (2015). The black box society: The secret algorithms that control money and information. Harvard University Press.

[13] Nooren, P., van Gorp, N., van Eijk, N., & Fathaigh, R. Ó. (2018). Should we regulate digital platforms? A new framework for evaluating policy options. Policy & Internet, 10(3), 264-301.

[14] https://www.bmj.de/DE/Themen/FokusThemen/NetzDG/NetzDG_EN_node.html

[15] https://digital-strategy.ec.europa.eu/en/policies/digital-services-act-package

[16] https://www.wired.com/story/twitter-open-algorithm-problem/

[17] https://www.cnbc.com/2022/10/31/elon-musk-has-pulled-more-than-50-tesla-engineers-into-twitter.html

Pepe Bellin

Pepe Bellin

arete E-Bülten Aboneliği

Haftalık E-Bültenimize abone olun, her pazar günü bir önceki haftanın içeriklerinden derlediğimiz mail e-posta kutunuzda olsun.