Bir Zamanlar Ankara’da: Yahudi Mahallesi ve Jewish Quarter Ankara Projesi

Günümüzde İstiklal Mahallesi olarak bilinen ve Altındağ ilçesi sınırlarında bulunan Yahudi mahallesi, Ankara’nın tarihi örüntüsünde oldukça büyük bir öneme sahip. Nitekim Yahudi cemaatinin bu bölgede varlığı M.Ö. 1. yüzyıla, Roma imparatoru Augustus dönemine kadar dayanmakta. Ankara Osmanlı topraklarına dahil edildiğinde de bölgede Yahudi cemaatinin varlığı biliniyor. 14. yüzyılın ortalarından itibaren Anadolu’ya yerleşen Aşkenaz Yahudileri ile Macaristan, Polonya, Rusya, Sırbistan ve Bosna’dan göç alan Ankara Yahudi cemaati, 15. yüzyılın sonlarında İspanyol engizisyon mahkemesinden kaçan bazı Sefarad Yahudileri ile daha da genişlemiştir.

Günümüzde terk edilmiş bir mahalle olarak yıkım tehlikesiyle karşı karşıya olan Yahudi mahallesini, mahalleyi koruma, yaşatma ve ortak bir kültür hafızası oluşturma amacıyla yola çıkan Ankara Yahudi Mahallesi Dijital Platform Projesi yürütücülerinden Ayşin Zoe Güneş ile konuştuk.

Ankara Yahudi mahallesi projesini ne zaman başlattınız, kendinizden ve projenizden biraz bahseder misiniz?

Ankara Yahudi Mahallesi – JQA projesini; 2021 – 2022 yılları arasında, Hollanda Büyükelçiliği MATRA Programı desteği ve TSMD ile Virtual Projects ortaklığında hayata geçirdik. 15 Şubat 2022 tarihinde dört oturumlu sempozyumun ilkiyle eş zamanlı olarak yayına başlayan ve www.jewishquarterankara.com adresi üzerinden ulaşılan JQA, dijital arşivleme projesi olarak da tanımlanabilir. “Ankara Yahudileri”, “Sessizlik Arşivi” ve “Ankara Yahudi Mahallesi” başlıklarından oluşan platformda, Yahudi halkının Ankara’daki köklü geçmişine dair bilgiler, Yahudi Mahallesi’nin üç boyutlu dijital turu ve farklı temalardan oluşan dijital sergiler yer alıyor. JQA’yı 1 yıl içinde hayata geçirmiş olsak da, uzun süredir mahallenin tarihi, dokusu, içinde yer alan Sinagog ve evlerin mimari özellikleri ile ilgileniyorduk aslında; ki bu projeyi geliştirmemizin nedeni bahsettiğim ilgi ve mahalledeki evlerin yakılıp yıkılmasıyla yok olan tarihi değerin korunmasına katkı sağlamaktı. Yahudi Mahallesi, Ankara’nın kentsel tarihi adına önemli noktalardan biri, dolayısıyla buraya ait farklı bilgileri bütüncül bir yaklaşımla derleyerek dijital platformda arşivlemek istedik, zira bu tarihin gelecek nesillere aktarılmasını, ilerde yapılacak projelere bilgi ve arşiv desteği sağlamasını önemsiyoruz. 

Yahudi mahallesine dair yıllardır bir koruma politika planı gündeme gelmedi. Bunun sonucu olarak yangın ve çökme doğrultusunda mahallenin usulca yok oluşunu izliyoruz. Dönem dönem kentsel dönüşüm projesi kapsamında yıkılabileceği duyumları alınıyor. Mevcut otoritelerin (belediye ve Çevre, Şehircilik ve İklim Bakanlığı gibi) mahalleye olan bu tutumuna dair yaklaşımınız nedir? 

Mahalleye dair, özellikle doku ve mimari özellikleri özgünlüğüne uygun biçimde koruyacak bir çalışma olmaması elbette çok üzücü. Bildiğim kadarıyla bu konuda yetki sahibi tek kurum Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı ve geçtiğimiz yıllarda mahallede yıkım tehlikesi olan konaklardan birinin restorasyon çalışmasını yaptılar. İlgili kurumun restorasyon ve koruma algısının nasıl olduğunu hepimiz biliyoruz, o yüzden uzun uzun eleştirmeyeceğim, fakat dış cepheyi beyaza boyamak bir koruma değil mesela.

Yahudi mahallesinde son dönemde düşük gelirli kent sakinleri yaşıyordu. Mahallenin hala ikamet edilen konutlarındaki barınma şartlarının elverişliliği nedir? Olası bir yıkım ya da yenileme kararı mahallenin şimdiki sakinlerini nasıl etkileyecektir?

Mahalledeki konutlar ve barınma şartları konusunda ODTÜ Mimarlık Fakültesi Koruma Bölümü’nün yaptığı çok detaylı çalışmalar var ve bu çalışmalarla birlikte mahalledeki araştırmalarımızda gördüğümüz kadarıyla, özellikle ev içlerindeki özgün yapı unsurları zamanla değişmiş. Banyo ve mutfaklar mesela, kullanım doğrultusunda çokça değişikliğe uğramış ve bu durum gayet normal aslında, zira mekan içinde yaşayanlar kullanım kolaylığı ve temizlik gibi faktörleri önemsiyor. Isınma soba ile sağlanıyor. Bahsettiğiniz gibi, mahallede düşük gelirli kent sakinleri kiracı olarak yaşıyor çoğunlukla. Bununla beraber, mahalleyi ve komşularını sevdiği için başka yere taşınmayı düşünmeyen mahalle sakinleri de var. Olası bir yıkım kararı, tıpkı mahallenin tarihi dokusu gibi, orada yaşayanları da olumsuz etkileyecektir şüphesiz. Umuyorum böyle kararlar çıkmaz.

Koruma kararının çıkması için nasıl hareket edilmeli? Yahudi mahallesinin Saraçoğlu Mahallesi’yle aynı kaderi  yaşamaması için ne yapmak gerekir?

Bu sorunuzun etkili bir şekilde işleyecek cevabını biliyor olsaydım keşke. Demokratik ülkelerde meslek birlikleri, meslek odaları, akademisyenler ve yurttaşların tepkisi dikkate alınır ve etkili olur, fakat burada bunu göremiyoruz ne yazık ki. Koruma konusunu ve kent tarihini önemseyen herkesin birçok yıkıma ve özgünlük gözetilmeden yapılan kötü restorasyon örneklerine istinaden haklı tepkileri var, fakat bu tepkileri dinleyip dikkate alması gereken kurumlar ve yöneticiler kendi istekleri doğrultusunda hareket ediyor. Birçok soruna dair asıl mesele bu bence.

Muhtemel bir koruma kararı çıkması durumunda, mahallenin akıbeti ne olacaktır? Hamamönü gibi bir metalaşma, AVM’leşme ya da soylulaşma ihtimaline karşı kolektif kent belleğini korumak için nasıl adımlar atılabilir?

Bu şartlarda pek mümkün görünmüyor ama, şayet mahallenin özgün dokusunu ve mimari unsurlarını bozmayacak bir koruma kararı çıkarsa, mahallenin akıbeti de kent tarihini ve kültürel çeşitliliğini destekleyecek bir noktada olur. Soylulaşma, metalaşma ve sadece para kazanma odağında geliştirilen yüzeysel turizm gibi ihtimallerden kaçınmak için öngördüğüm tek çözüm mekandaki kültürel unsurların devamlılığını sağlamak. Bu noktada, mahalledeki konaklardan birinin müze olarak kamuya açılması önemli bir adım olabilir.

Yahudi mahallesi Türkiye’nin politik geçmişine yönelik bize hikayeler anlatan bir mekan. ABB, son dönemde kent belleğine yönelik çalışmalarına hız vermiş görünüyor ve bunun sıkça duyurusunu yapıyor. Ancak Yahudi Mahallesine yönelik bir çalışma (bildiğimiz kadarıyla) başlatılmadı. ABB ile iletişime geçtiniz mi? Dönüşleri nasıl oldu? Herhangi bir girişimde bulunuldu mu?

Ankara Yahudi Mahallesi – JQA projesini tasarlamaya başladığımız ilk günlerde ABB Kültür ve Tabiat Varlıkları Dairesi ile görüştük ve kendileri bilgi ve arşiv konusunda ellerinden gelen desteği sağladılar. Ayrıca mahallenin korunması hususunda ilgili makamlarla iletişime de geçtiler, fakat bu konuda tek yetki Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nda ve bu nedenle ayrıca bir çalışma yapılabilmesi mümkün görünmüyor.

Aktif politikacılardan bir destek alabildiniz mi? Mahallenin koruma kararına yönelik tartışmalar meclise hiç taşındı mı? Taşınması için iletişime geçtiniz mi?

Politikacılardan bir destek almadık ve bildiğim kadarıyla bu konu mecliste veya herhangi bir siyasi alanda çok tartışılmadı ne yazık ki. Özellikle Yahudi Mahallesi için, korunma talebinin meclise iletilmesi gibi çalışmaları yapabilecek kurumlar arasında Yahudi Cemaati ve ilgili meslek birlikleri aklıma geliyor. Bizim, mahalleye dair araştırma ve arşivleme projesi yapmış bir ekip olarak, böyle bir girişimi başlatıp takip etmemiz mümkün değil ne yazık ki, fakat bahsettiğim gibi ilgili kurumlar bu konuda farklı çalışmalar yapıyorlardır diye umut ediyorum.

Ankara halkı ya da bizler gibi kent belleğine sahip çıkmak isteyen birey ve oluşumlar sizin mücadelenize nasıl katılabiliriz?

Kent hafızası ve tarihi mekanların korunmasına önem veren herkes, bilgi ve deneyimi doğrultusunda, farklı alanlarda bahsettiğiniz mücadeleyi veriyor bence. Çoğunlukla sosyal medyada dile getirilen kişisel fikir ve yorumlar da, meslek birlikleri ve odaların hukuki mücadeleleri gibi önemli ve değerli. JQA ve benzeri çalışmaların bilinirliğinin artması da ayrıca önemli tabi, bu noktada https://www.jewishquarterankara.com/ adresinde yer alan dijital platformu ziyaret etmeniz ve projeden bahsetmeniz bizleri memnun eder. 

Editör

Editör

arete E-Bülten Aboneliği

Haftalık E-Bültenimize abone olun, her pazar günü bir önceki haftanın içeriklerinden derlediğimiz mail e-posta kutunuzda olsun.